En son Brüksel’de 3 günde yapılabilecekleri anlatmıştım.
3 güne sığmayanlar veya farklı rota çizmek isteyenler için Brüksel’de görülmesi gereken diğer yerlerle devam ediyorum.
Müzeleri sona bıraktım. Açıkçası bir müze insanı olduğumu söyleyemem, ama Brüksel’deki yaklaşık 100 müze içerisinden zevkinize hitap edecek bir kaç tane müze bulmamak imkansız.
Ben en çok ilgimi çekenleri seçtim, size kısaca onlar hakkında bilgi verebilirim.
Museum of Cacao and Chocolate, tabii ki de ilk tercihimdi. Mis gibi çikolata kokan binanın içinde binlerce yıl önce kakaoyu kullanan Aztek ve Mayalardan, kakaonun Avrupaya yolculuğuna, kralların sıcak çikolata içtikleri porselenlerden, orjinal çikolata reklam afişlerine ve yıllar öncesine ait çikolata ambalajlarına kadar bir çok şey bulabilirsiniz. Çikolata yapımı hakkında demo izleyebilir ve tadım yapabilirsiniz. Giriş 5 euro.
BELvue Museum; kaldığım şehri tanımak isterim, her şeyin nasıl başladığını merak ederim bu yüzden Belçika yı kuruluşundan günümüze kadar anlatan BELvue Müzesi başlamak için iyi bir seçim. Giriş 5 euro
Brussels Town Hall (Hotel de Ville/Stadhuis) Grand Place’daki güzel binalardan biri, 1401 yılında yapılmaya başlanmış, gotik tarzda inşa edilmiş, 1695 yılında şehrin Fransızlar tarafından bombalanması ile büyük hasar görüp sonradan aslına uygun olarak tekrar restore edilmiş. Halen belediye binası olarak kullanılan bu tarihi bina sadece çarşamba ve pazar günleri Fransızca, Flemenkçee ve İngilizce olarak 3 ayrı seansta düzenlenen turlarla rehber eşliğinde gezilebiliyor. İçeride fotoğraf çekme yasak. Giriş 5 euro.
Tam karşısında City of Brussels Museum (Maison du Roi/Broodhuis) var. Flemenkçe “ekmek evi-ekmek pazarı” anlamına gelen ismini 13. yüzyılda bu binanın yerinde fırıncıların ekmek sattığı ahşap yapıdan alıyor. 1405 yılında ahşap yapının yerini taş bina alıyor. Şu an Brüksel şehir müzesi olan binada Brüksel’in kentsel dönüşümüne, politik, ekonomik ve kültürel geçmişine heykeller, porselenler, duvar halıları,ahşap oymalar, tablolar eşliğinde tanık olabilirsiniz. En çok hoşuma giden, Brüksel’in 13. yüzyılda ve 17. yüzyılda nasıl göründüğünü gösteren ayrıntılı 2 maket gerçekten görülmeye değer. En üst katında da Menneken Pis’in 18.yüzyıldan günümüze yüzlerce kıyafetinin sunulduğu kıyafet koleksiyonunu görebilirsiniz. Giriş ücreti 4 euro.
Çizgi roman, Belçikalıların çok iyi sahip çıktıkları, çok övündükleri bir alan. Tenten’in, Şirinlerin, Red Kit’in evi Belçika. Comic Strip Museum‘da çizgi romanın nasıl doğduğundan, günümüzde geldiği noktaya dair bilgi sahibi olabilir, farklı dillerde, ünlü çizerler tarafından çizilmiş değişik türlerde binlerce örnekleri bulabilirsiniz. Müzeyle ilgili bir diğer önemli nokta da binasının Art Nouveau mimarisin önemli ismi Victor Horta imzası taşıyor olması. Giriş 8 euro.
Museum of Food and Mill, 1841 yılında un öğütmek için inşa edilmiş bir değirmen günümüzde yiyecek ve değirmen müzesi olarak hizmet veriyor. Giriş 3 euro.
Musical Instruments Museum, yine çok güzel bir Art Nouveau örneği olan Old England binasının ev sahipliği yaptığı müzede her kıtadan her kültürden, 1200’den fazla enstrüman sergileniyor. Güzel yanı hepsini dinleyebiliyorsunuz. Giriş, 5 euro.Her ayın ilk çarşambası ücretsiz olarak gezilebiliyor.
Royal Arts and History Museum, Parc du Cinquantenaire içinde yer alıyor ki sadece bu parkın içinde nefes almak için bile gidilebilir. Avrupa medeniyetleri ve diğer medeniyetler olmak üzere iki ana bölümden oluşan müze için bir gününüzü ayırmanız gerekli, ben biraz geç gittiğim için hepsini göremeden çıkmak zorunda kaldım. Bu müze için kısaca insanlık tarihini anlatıyor diyebiliriz. Giriş 5 euro. Her ayın ilk çarşambası ücretsiz olarak gezilebiliyor.
Parlamentarium, aslında bir müze değil, Avrupa Parlamentosu ziyaretçi merkezi. 23 dilde (üye ülke dilleri, maalesef Türkçe yok) mevcut sesli rehber (audio guide) eşiliğinde gezilebilen merkez Avrupa birliğinin doğuşunu, günümüzde geldiği noktayı, hayatımızdaki yeri ve önemini ve gelecekte nasıl olacağını anlatıyor. Bir yandan da ikinci Dünya savaşından sonraki Avrupa’ya ışık tutuyor. Ücretsiz gezilebilir. Özellikle Avrupa Birliği/uluslararası ilişkiler öğrencilerinin kaçırmaması gereken bir yer.
Experience Brussels Exhibition, VisitBrussels ofisinin birinci katında ücretsiz gezilebilen bu sergi Brüksel’i her yönüyle tanımak, Brüksel’de yaşayanları anlamak için ideal bir yer.
Yeni insanlarla tanışmak, arkadaşlarınızla sohbet etmek, bir şeyler içmek veya sadece kalabalığı izlemek için;
Avrupa Parlamentosunun arkasındaki meydan Place du Luxembourg, ya da genel kullanımıyla Place Lux’te özellikle perşembe günleri 18-20 arası bir çok takım elbiseliye rastlarsınız. Burası Brüksellilerin iş çıkışı evlerine gitmeden önce bir şeyler içip, günün dedikodusunu yaptıkları yer.
Place du Chatelain, bir çok restaurant, cafe ve barın olduğu hareketli, enerjisi yüksek bir meydan. Çarşamba günleri meydana pazar kurulduğu için ekstra kalabalık.
Belçika müzik festivalleri açısından oldukça zengin. Özellikle yazın festivallerin biri bitiyor biri başlıyor. Tüm şehirlere ulaşım trenlerle çok kolay olduğu için her şehirdeki festivali değerlendirebilirsiniz. Hepsine katılmak ciddi mesai gerektirir.
Parking 58, adından anlaşılacağı gibi burası 1958 yılında yapılmış bir otopark, neden size bir otoparkı görmeyi önerdiğime gelirsek şehrin merkezindeki bu otoparkın en üst katından Brüksel’i kuş bakışı görüyorsunuz. Tabi göreceğiniz şehrin bir Paris olmadığını unutmayın ama yinede güzel, hemde ücretsiz. Atomium’u, Grand Place’ı, Place du Justice’i, Koekelberg Kilisesi’ni ve daha bir çok yeri bir yerde durup görebilirsiniz.
Şehrin nefes alma, dinlenme, spor yapma alanlarına bir kaç öneri;
Square Marie Louise
Square Ambroix
Parc du Cinquantenaire/ Jubelpark Belçika’nın bağımsızlığının 50. yılını kutlamak ve 1880 fuarı için yapılmaya başlanmış. İçinde 3 müze ve Brüksel’in en eski camisi bulunuyor.
Yere dökülen görebileceğiniz her tonda sarı ve turuncu yapraklarıyla Parc du Cinquantenaire sonbaharda ayrı bir güzel.
Le Jardin Botanique / Kruidtuin
Parc Leopold / Leopoldspark
Foret de Soignes/Zoniënwoud, 1800’lü yıllarda 12000 hektarlık alan kaplayan, şu an ise 4421 hektar kalan bu orman vahşi hayvanları, yüzyıllık ağaçlarıyla koşucuların, bisikletçilerin, at binicilerinin gözdesi. Otobüs ve tramvayla da ulaşabileceğiniz bu ormanda dolaşırken kaybolmamaya dikkat edin.
Peki Brüksel’de ne yapmayalım derseniz cevabım kesinlikle Brükselde kanal turu yapmayın olur. Paranıza yazık. Tekneniz pis kanal suyunda ilerlerken rehberin size gösterecekleri metal hurdalığı, Belgacom binası(hiç bir özelliği olmayan orta yükseklikte bir bina), Laeken sarayının bahçesindeki ağaçlar, ve altından geçtiğiniz çirkin köprüler olacak.
Brüksel’in daha hareketli olduğu bazı özel günler, bu günlerde şehirdeyseniz kaçırmayın.
Ommegang, 14. yüzyıldan beri 5. Charles anısına düzenlenen bir kutlama. Temmuzun ilk günlerinde gerçekleşiyor.Grand Place ve Grand Sablon’da bir ortaçağ kasabası kuruluyor ve o dönemin kıyafetlerini giymiş aktörler geçit yapıyorlar.
21 Temmuz Belçika Ulusal Günü, her yıl resmi geçitler, gösteriler, konserler, çocuklar için aktiviteler, yiyecek stantları, havai fişek gösterileri ile kutlanıyor.
Her 2 yılda bir Grand Place Meydanında yaklaşık 750 bin taze çiçekle 77m*24m’lik rengarenk bir halı (flower carpet) yapılıyor ve bir hafta boyunca izlenebiliyor. 2012 ağustos ayında döşenen çiçekten halıyı bir daha 2014’te farklı bir dizaynla görebilirsiniz.
Bruxelles Les Bains/Brussel Bad, her yıl, yaz aylarında 1 ay boyunca Brüksel kanalı boyunca kuzey denizinden getirtilen 3000 ton kumla 1km’lik plaj yaratılıyor. Plaj voleybolu, konserleri, sıra sıra dizilmiş yiyecek büfeleri ile mini bir sahil kasabası gibi görünse de bizim gibi birbirinden güzel plajları olan bir ülkede yaşayan insanları etkilemekten çok uzak.
Benim Brüksel’de yakalayabildiklerim bunlar, umarım işinize yarayan bilgiler bulmuşsunuzdur. Gözümden kaçan, sizin Brüksel’de gitmekten hoşlandığınız yerler, yapmaktan hoşlandığınız şeyler varsa duymaktan keyif alırım.
Brüksel ziyaretiniz boyunca yararlanabileceğiniz bir kaç web sitesi adresi ile yazımı noktalıyorum.
Görüşmek üzere…
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.